Y A L N I Z L I K

Dünyaya yalnız geldik ve yalnız gidiyoruz,

Doğarken ve ölürken gözyaşı döküyoruz.

 

Ağır yükler yüklemiş omuzlara Yaratan,

Gelirken, giderken de ağlayışımız bundan.

 

Simsiyah sis perdesi kapatır gözümüzü,

Kaderin tuzakları incitir özümüzü.

 

Gündüzleri meşgale buluruz oyalayan,

Yalnızlığı kandırır gönlümüzdeki yalan.

 

Akşam olur, kapanır, perdeler birer, birer,

Yalnızlaşan ruhumuz kör bir kuyuya iner.

 

Başlar sorgulamaya “ n'olacak endişesi,“

Yapılır muhasebe, kaçar günün neşesi.

 

Nerede kahkahalar, nerde o hoş gülüşler ?

Birer kâbusa döner gece görülen düşler.

 

Düşeriz istemeden ümitsizlik ağına,

Yüreğimiz saplanır yalnızlık batağına.

 

Kurtaramaz boşluktan, aşamaz bu engeli,

Ne en yakınlarımız, ne de sevgili eli.

 

Kaderin oyunuyla hayatı yaşıyoruz,

Ötesini bilmeden şaşkın dolaşıyoruz.

 

Bir çöl sıcağı gibi içimizi kavurur,

Avuntular olmasa, yerden yere savurur.

 

Ağzımızdaki demir leblebimiz yalnızlık,

İstesek, istemesek, kaderimiz yalnızlık.

 

Prof. Dr. Nihat BOZDAĞ

SONRAKİ
19.03.2005